| masumiyet müzesi | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: masumiyet müzesi Ptsi Ara. 08, 2008 4:19 pm | |
|
En son zerdalist tarafından Ptsi Ara. 08, 2008 6:45 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Ptsi Ara. 08, 2008 6:23 pm | |
| not: 4-5 ay önce tutulmuş notlardan... masumiyet müzesini okumaya başladığımda şunu düşündüm: globalizm bu demek. bambaşka coğrafyalarda, bambaşka dillerde, aynı kitap eşzamanlı çıkıyor ve biz kanepelerimizde uzanıp aynı kitabın sayfalarını çevirip heyecanlanıyoruz, üzülüp seviniyoruz.. şimdi bu kitabı başka arkadaşlarımın da benimle eşzamanlı ama farklı mekan boyutlarında okuyor olduklarını biliyorum. bir seviniyorum... | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Ptsi Ara. 08, 2008 6:33 pm | |
| sayfa28: orhan pamuk'tan hala biz iz yok.
ve tam da bu cümleyi yazıp kitaba döndüğümde sanki bu cümleyi mutlaka yazmam gerekiyormuş gibi iki şey gerçekleşti.
1. şey: 28.sayfa bitmeden orhan pamuk'tan bir iz gördüm. bir vazonun alınışı, kullanılışı ve bugünü, sıradanlığa hapsolmuş bir hava ve umursamazlıkla anlatılıyordu. kısa bir biçimde...
2. şey: tam o esnada telefonum çaldı. arayan sıkı bir şair arkadaşım. bir ara şiirlerimi ve yazılarımı içeren dosyamı istemişti, ben de vermiştim. aylarca bakmamış. o gece "ne okusam" diye sıkılıp kitaplara saldırırken benim dosyaya ilişmiş gözü... okumaya başlamış.. sabah saat 9.00'da bitirmiş. bana, işimi gücümü bırakıp yazmamı söyledi. söylerken heyecanlıydı. ama şiir değil, metin yazmamı söyledi. ona göre şiirim metinlerimin yanında beş para etmezmiş. gülümsedim. ve "tabi ki bunu bir iltifat olarak alıyorum" dedim. zaten başka türlü kabul etmem mümkün değil.
(onunla farklı vilayetlerde yaşıyoruz. bir haftaya kalmadan beni görmeye geldi. gece boyunca bir süreli yayında yazmam için ikna etmek istedi. kabul etmedim tabi ki... dedim, "ben sınırlarımı biliyorum. amatör kalmak istiyorum. en azından şimdilik." "bari benim için yaz" dedi. "ben kimse için yazamıyorum" dedim. gitti. pişman değilim.
___________________________________0__________________________________
En son zerdalist tarafından Çarş. Ara. 10, 2008 10:01 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Ptsi Ara. 08, 2008 6:37 pm | |
| sayfa 32: kemal, füsun'u öptü. sayfa 34: içimden gülümseyerek, "biz erkekler, kadınların dediği gibi hep aynı mıyız?" dedim. bu soruya cevap vermek gelmedi içimden. 35. sayfada kemal füsun'u bir daha görmemeye ikinci kez karar verdi. "yalan" dedim içimden. | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Ptsi Ara. 08, 2008 6:44 pm | |
| düşündüğüm herşeyi -sansürsüz- yazmalı mıyım? yazayım en iyisi... füsun'a o dönemde herkes arzularından ve arzularına ket vurmayacak kadar cüretili olmasından dolayı "ucuz roman" muamelesi çekmiştir. şimdi belki de eskisinden daha da "ucuz" bakarlar. ben nasıl bakıyorum? bunu yazmayacağım ama şunu söyleyeyim: "insanlar yeşerdiği tarladan bir öz taşır" belki... yani şartlardan büsbütün azat olamaz çoğu zaman... __________________________________0___________________________________ 40. sayfanın ortalarında füsun: "hayatım boyunca tezgahtar kalırım diye mi korkuyorsun?" ---> sizce de bu söz füsun'a fazla değil mi? klasik ergen cüreti mi yoksa? bence çok pişmiş bir cümle.. füsun, onsekizinde oysa... gerçi zaten bu tür cümlelere filmlerde ve kitaplarda rastlanır.. | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi C.tesi Ara. 13, 2008 8:32 pm | |
| kararlılık: ne kötücül kelime! ... sonra çok yorgundum, uyudum. sabah 54. sayfaya uyandım. bazı kısımlar bana çok banal geldi. 61. sayfada evlilik dışı ilişkiye atfedilen cesaret ve modernliği, sırf öylesine söylendiği için yadırgadım. sonra orhan bendeki bu huzursuzluğu farketti mi nedir, bu kelimeyi kullandığına pişman olduğunu söyledi ve sayfa 63'te farkettim ki "tıfıl" füsun, "kaşar" kemal'den çok daha zeki, çalışkan ve -ne olursa olsun- daha ahlaklı. (füsun'u sevmeye başladım. kemal'in yaptığı gibi sadece bacaklarını değil.) 60. sayfadan beri orhan pamuk'un kaleminin sayfalar boyunca gezindiğini hissediyorum. kelimeler yavaş yavaş çıkıyor ortaya. fısıltıyla söylenir gibi... -daha evvel de demiştim- iz bırakıyor... devamla: aşkının aldığı boyutu ilk füsun itiraf ettiği için oyunu o kaybetmişti. (füsun söylediği gibi anlamıştım, ne kötü) tecrübesiz füsun (ya da öyle sanıyoruz), daha içten davranarak oyunu baştan kaybetti işte. (kemal'i boğmak geliyor içimden) | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi C.tesi Ara. 13, 2008 8:36 pm | |
| sonra: şimdilik aklıma birşey gelmiyor. aklıma kocaman bir kitapla ekmek arası bir aşk geliyor. hayat, beni yolda bırakıver. sayfa 98: (saat 11.19: birazdan okula gitmek için hazırlanacağım. füme takımın altına beyaz gömlek çok mu klasik kaçar? kaçsın. ) "sana bir daha yalan söylemeyeceğime yemin ederim." (bu sözün içtenliğine hep inanacağımı ama tutulmayan sözlerin varlığına pek de şaşmayacağımı çok derinden hissediyorum.) | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi C.tesi Ara. 13, 2008 8:42 pm | |
| 116. sayfadan itibaren çok sıkılıyorum. ben bu nişan merasimini sevmedim. hakiki olmayan şeylere hep canım sıkılır. bir de füsun'da kaldı aklım. 144. sayfada füsun gelmedi. kemal ne kadar beklediyse de gelmedi. (tam da o sayfada kemal'in müstehak olduğunu düşündüm.) 185. sayfada kemal, füsun sandığı gölgelerle oyalanıyor. (kemal'den -şimdilik- hoşnutum. acı çekmeyi öğreniyor. ve acısını sahiplenmeyi.) 200'lü sayfalarda kemal tam bir salak ve zavallı. eskimiş şeylerle avunamıyor bile. 227 sayfa: soğuk ve yalnız kasım günleri. (kemal umutsuz vaka) ve bu romanda neden rakı dışında içki yok? orhan bunu kesinlikle bilerek yapıyor. ama rakıyı en çok sevdiğinden değil. başka birşey var ama ne? 242. sayfa: sibel: insanın nişanlısını ortada bırakması normal mi? 243. sayfa: sibel: aşk, dengi dengine sanatıdır. (türk filmleri hariç) kemal: bu türk filmlerine inanıyorum. 244. sayfada şarap içildi. (yazılmaya değerdi) | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi C.tesi Ara. 13, 2008 8:49 pm | |
| 247. sayfada: kemal'in fuaye'den çıkıp, merhamet apartmanında füsundan kalma eşyalarla teselli bulmaya çalışmasından sıkıldım. (aynı sayfa da nişan bozuldu.) 248. sayfada kemal'in babası öldü. şoför çetin efendi ağlamaklı. çetin efendiye içten üzüldüm. böyle adamlarda beni hayran bırakan büyülü bir sıradanlık vardır. saat gibi. 259. sayfada füsun mektup yazmış. (339 gün sonra) kemal ağabey diye başlamış.... buna bir sigara yaktım. 261. sayfada: füsun evliymiş. şaka gibi. (aslında bunu tahmin ediyordum) üzülmedim desem yalan olur. ama sevindim de diyebilirim. ya da her ikisi de olmadı. sonuçta: mutlu sonlara inanmıyorum. 276. sayfada: kemal sersemlik yaptı. füsunlara gitti. (ama şaşırmadım.) 280. sayfada: mutluluk, insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır yalnızca. bir ara, çok uzun bir ara ben de böyle düşünüyordum. sonra kendimi çok salak buldum. değil gibi davrandım. | |
|
| |
solitude
Mesaj Sayısı : 28 Yaş : 47 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 14/12/08
karakter 1.alan:
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Paz Ara. 14, 2008 9:28 pm | |
| Müzelik bu aşkın ''masumiyet'' i neredeydi ya da hangi sayfadaydı acaba?.. | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Paz Ara. 14, 2008 9:30 pm | |
| aşk, hiçbir zaman masum değildir. ama bu suçlu olduğu anlamına da gelmez tabi. | |
|
| |
solitude
Mesaj Sayısı : 28 Yaş : 47 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 14/12/08
karakter 1.alan:
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Paz Ara. 14, 2008 9:35 pm | |
| Masum olmadığımızı biliyorum elbette..Ama kitabın adının masumiyet olmasıyla,aşkını ilk söyleyenin suçlu olması(Füsun) nasıl bir ironidir irdelemek isterim.. | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Paz Ara. 14, 2008 9:38 pm | |
| buna sanırım sen cevap vereceksin. kitabı okuyalı 4-5 aydan fazla oldu. ayrıntıları unuttum bile. ama açarsan, katılırım tartışmaya. esasında yukarıda yazdıklarım da tartışma konusudur. irdelenebilinir. | |
|
| |
solitude
Mesaj Sayısı : 28 Yaş : 47 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 14/12/08
karakter 1.alan:
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Paz Ara. 14, 2008 9:45 pm | |
| Kitabı 2 günde ve toplam 9 saatte falan okudum sanırım..2.gün bugündü 1.si de dün..Ayrıntıları ben bile unuttum belki de..Amma önce kitabın adından başlamak gerekir diye düşündüm..İlk ayrıntı buydu belki de..Neden masumiyet?.İroni olsun diye mi böyle bir isim yoksa yazara göre gerçekten masum muydu bu aşk?. İroni ise amenna,yok değilse bile bile ''masum bir aşk'' tanımı ise ne yazdığını bilmez bir yazar mı okudum bilmek isterim.. | |
|
| |
İnci Admin
Mesaj Sayısı : 179 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 22/11/08
karakter 1.alan:
| Konu: Geri: masumiyet müzesi Paz Ara. 28, 2008 1:30 pm | |
| Bitti mi otopsi zerdali ? | |
|
| |
rodya
Mesaj Sayısı : 1 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 03/01/09
karakter 1.alan:
| Konu: Geri: masumiyet müzesi C.tesi Ocak 03, 2009 11:42 am | |
| - zerdalist demiş ki:
- not: 4-5 ay önce tutulmuş notlardan...
masumiyet müzesini okumaya başladığımda şunu düşündüm: globalizm bu demek. bambaşka coğrafyalarda, bambaşka dillerde, aynı kitap eşzamanlı çıkıyor ve biz kanepelerimizde uzanıp aynı kitabın sayfalarını çevirip heyecanlanıyoruz, üzülüp seviniyoruz..
şimdi bu kitabı başka arkadaşlarımın da benimle eşzamanlı ama farklı mekan boyutlarında okuyor olduklarını biliyorum. bir seviniyorum... Daha yüksekten bakınca , yüzyıllar öncesinden gelen bir kitabı hangi ruhun hangi duygularla yazdığının hesabını yapınca daha bir seviniyor insan okurken . Ölü ruhlarla konuşabiliyorsun bir bakıma. Okuma ile ilgili tuaflıkların sonu gelmezliği ve anlık duyguların oluşmasının yapılan eyleme başka yerden bakmanın güzelliğide bu çeşitlilikte gizli olsa gerek.Her okumak başkalarınca da okundukça mı kıymet kazanıyor o da başka bir muammma . Ne çok muamma var. | |
|
| |
zerdalist Admin
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 43 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 21/11/08
| Konu: Geri: masumiyet müzesi C.tesi Şub. 28, 2009 11:54 pm | |
| çok muamma var. o şarkının kapısında sekiz yıl beklediği için hem saygı duyuyorum kemal'e hem de içimden "salak" diyorum. ona benim kadar salak olduğu için kızıyorum. -mu nedir? | |
|
| |
| masumiyet müzesi | |
|